Bazı işler aceleye gelmez

İkinci dünya Savaşı'nın ilk yıllarında, Amerika seferberlik dairesi müdürü Elmer Knudsen, işlerin gerektiği gibi hızlı yürümediğini söyleyerek, kendisini tenkid edenlere şu cevabı vermişti:

"Unutmayınız ki, bugün bu ülkede, dünyanın en iyi hastanelerine, en iyi anestezi uzmanlarına, en iyi çocuk doğum doktorlarına ve en iyi hastane personeline sahibiz; ama bütün modern bilgilerimize ve tıp alanındaki araştırmalarımıza rağmen, bir çocuğun normal doğumu için 9 ay beklememiz gerekiyor."

İnsanları Yönetmenin Sırları

Kutadgu Bilig müellifi Yûsuf Has Hâcib, 11. asırda insanları idare etmenin sırlarını anlatırken, bugünkü birçok modern analizcilere parmak ısırtacak açıklamalarda bulunmaktadır.

İşte mezkür eserin, "Beyliğe lâyık bir bey'in nasıl olması icap ettiğini" anlatan 28. bâbından birkaç nasîhat:

- Ey Öğdülmiş (medhe-takdire-övülmeye lâyık kişi), sormak istediğim şudur:

Yöneticide olmaması gerekenler

Kutadgu Bilig'den:

"Ardında hoş bir sadâ bırakıp iyi bir nâmla adının anılmasını, kısacası hayırla yâd edilmesini isteyen bir idareci, şu beş huydan uzak durmalıdır. Bunlardan üçü şunlardır:

- Acelecilik,
- Cimrilik,
- Hiddet!

Bunlara karşı mukavemet et, mağlup olma.

Bir idareci için fena olan huyların dördüncüsü de,

ÇOCUKLAR VE BABALARI

Çocukların babaları hakkında ne düşündüğüne dair çok şeyler yazılıp çizilmiştir. Ama herhalde bunlar içinde en güzeli ve en meşhuru aşağıda okuyacaklarınızdır sanırız:

˝ 6 yaşında: Babam her şeyi biliyor.

˝ 10 yaşında: Babam çok şey biliyor.

˝ 15 yaşında: Ben de babam kadar biliyorum.

˝ 20 yaşında: Şu muhakkak ki, babamın öyle pek fazla da bir şey bildiği yok.

˝ 30 yaşında: Bir kere de babamın fikrini sorsam iyi olacak.

˝ 40 yaşında: Ne de olsa, babam bazı şeyleri biliyor.

˝ 50 yaşında: Babam her şeyi biliyor.

PEŞİN HÜKMÜ KIRMAK...

"Bir teklif" başlıklı makalesinde yazar Mehmed Niyazi Bey, Batılı tarihçileri değerlendirirken şunları söylüyor:

"Arthur Startton 'Sinan' adlı biyografik çalışmasında, Osmanlı ile ilgilenen Batılı tarihçilerin tamamının Türk düşmanı olduğunu belirtmektedir (s. 108). Bir Batılının bundan rahatsız olması, bize Osmanlı düşmanlığının vahâmetini gösterir.

Aslında bunu, Osmanlı ile de sınırlandırmamak gerekir. 'Tanrı'nın Kırbacı (Flayellum Dei)' dedikleri Attila'dan beri bize karşı husûmetleri sürüp geliyor.

Bedeli Çanakkale'de altın olarak ödenecektir

Çanakkale Zaferi ile alâkalı enteresan menkıbeler arasında, dünyada eşi bulunmayan ve ilerde de bulunması zor olan bir tanesini, merhum Ziyad Ebuzziyâ'nın kaleminden naklediyoruz:

Üç aylık bir tâlimden sonra Mehmed Muzaffer, "zâbit namzeti" olarak Çanakkale'de idi. (Mart 1916). Müttefik İngiliz ve Fransız kuvvetleri, Çanakkale'de uğradıkları mağlûbiyetlerden ve verdikleri yüzelli bin zâyiattan sonra Boğaz'ı aşamayacaklarını anlamışlar, 1915'in son haftasıyla 1916'nın ilk haftasında bütün hatları tahliye edip, çıkıp gitmişlerdi.

Selahaddin Eyyubi'nin Hayatı

"Oğlum! Her hayrın başı olan Allah korkusunu unutmamanı vasiyet ediyorum.

Allah'ın emirlerini yerine getirmekte kusur etme ki, selâmet ondadır.

Kanı, gözyaşı telakkî et ve kan dökmekle eteğini kirletmekten kaçın. Zira kan, hiçbir zaman uyumaz.

Halkın refah ve saâdetine çalış. Uyanık bulunup dâima halkın hallerinden haberdâr ol ki, halk Allâh'ın emânetidir.

Kumandanlarına, idarecilerine ve eşrâfa iyilikle muâmele etmeye gayret göster.

Hatırından çıkmasın ki, benim bu derece kudret ve ikbâle kavuşmamın sebebi, yalnızca iyi huyluluğumdur.

KUL HAKKI VE ADALET

Bilindiği gibi toplumların ayakta kalabilmeleri adâletle mümkündür. Müslüman bir toplumda ise adâlet, yalnızca mahkeme kapılarında aranmaz. Cemiyetin bütün müessese ve fertleri, biribirlerinin hukukuna riâyetle mükelleftir...

Hal böyle olunca, insanlar da çoğu zaman, haklarını alabilmek için mahkemeye gitmekten kurtulur. Meşhur bir Çin atasözü vardır:

«... Mahkeme kapılarının önünde ot bittiği, hapishane kapılarına kilit vurulduğu gün, İmparatorluk iyi idâre ediliyor demektir.»

Hürrem Sultan'ın Hayatı


Hürrem Sultan'ın 1506 yıllarında doğduğu tahmin edilmekte.

Doğum yeri genel kanı ukranya bölgesi olarak geçmekte. Fakat farklı rivayetlerde sözkonusudur. Kamu oyu ukranya asıllı olarak düşünüyor. Fakat gerçekte bu konularda tarihi belgeler ne yazıkki yeterli düzeyde değil.

Hürrem Sultan'ın ölüm yılı ise 18 Nisan 1558'dir. Yaklaşık 52 yaşında iken vefat etmiştir. Osmanlıca خرم سلطان diye yazılıyor.

Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman Han'ın eşi ve sonraki padişah II. Selim'in annesidir.

Han-i Abad

Omzu çökmüş duruyor öyle viran
Gözleri ufuklarda bekliyor bir kervan
Belki bugün belki de yarın eyler seyran
İnliyor ecdad yadigarı güzide han

Her taşı toprağı ecdad kanı
Ağlıyor marazlılar gibi sapsarı
Bir fatiha bekliyor sultanlar mezarı
Sahipsiz yadigarlardan biri işte bu han

Ne zelzeleler gördü ne fırtınalar koptu
Ne insanlar geçti kendine güveni yoktu
Kimi Allah'ından kimi ateşinden korktu
Bunları da gördü hazine küpü ulu han

Ne cenkler yapıldı bu meydanda
Ne yiğitler gömülü bu handa
Sonun böyle mi olacaktı hakikatta
Kükre ki yeryüzü dinlesin seni ulu han

Son yorumlar